2020 sonbaharında Kanaryalar’a inmeden önce Cebelitarık geçişi için bir süre İspanya’nın güneyinde Motril’de vakit geçirmiştik. O sırada Granada’yı gezme imkanımız olmuştu. Hem El Hamra, hem de şehir biz çok etkilemişti. Ama geçiş için uygun hava gelince Endülüs Bölgesinin Sevilla, Malaga gibi yerlerini, bu kelimeden hiç hoşlanmasak da “Artık olursa bir daha ki seferlere…” deyip pas geçmek durumunda kalmıştık. Tecrübemiz bize genelde bu “Bir daha ki sefere…” temennisinin genelde pek tutmayan bir niyet olduğunu gösterse de bu sefer şans bizden yana galiba. Lagos Sevilla arası yaklaşık 270

davamı...


Lagos marina oldukça ıslah edilmiş bir nehir yatağı üzerine kurulmuş. Kasabanın yanında değil, tam içine bağlanıyorsunuz. Denizden bu kadar içerde olmasının avantajı son derece korunaklı olması. Dezavantajı ise, gelgitler sırasında suyunun tam olarak temizlenmemesi, adalarda alıştığımız yüzülebilir marina kavramından çok uzak olması.  

Burada bir ay kalmak üzere rezervasyon yapmıştık. Güney Portekiz ve hatta İspanya'nın bir kısmını, buradan gezeceğiz. Önümüz bayram, belki gelen gidenimiz olur. Bir de dil kursuna gidip üç-beş kelime Portekizce öğrenmek istiyoruz. Zaten 2-3

davamı...


9 Haziran sabahı 8:30 civarında iplerimizi çözüp iki yıldır barındığımız Santa Maria adasından ayrılıyoruz. İlk gün için hafif ama balon açısına uygun bir rüzgar var. İkinci gün ise bazı modeller güneyli sert bir hava veriyor. Ama en karamsar beklentide bile dalgalar çok büyümüyor. O rüzgarla gidebildiğimiz kadar gideceğiz. Arkasına düştük mü, bu rotanın klasiği, motora kuvvet... Karşı kıyıda ise 20-25 knot bi hava bekliyor olabilir bizi, ama kısa bir mesafe için. Neyse, ona yaklaşınca bakarız.

Limandan çıkar çıkmaz tekneyi neta edip asimetrik balonumuzu basıyoruz. Adanın pisinde

davamı...


21 Mayıs'da Santa Maria Adasına döndük. Nymphe karada, tam bıraktığımız gibi duruyordu. Nem alıcı işe yaramış, içeride hiç küf kokusu yoktu. Normalde "iyi" dediğimiz durumda bile açıktaki çamaşırları filan bir tur yıkama ihtiyacı olur. Bu sefer ona bile gerek olmayacak. Sağını solunu kontrol ediyoruz. Herşey yolunda gibi. Motorun ve şanzımanın yağını kontrol ediyoruz. Bir de karinada zehirli olarak kullandığımız copper coat'u aktive etmek için sert bir süngerle "zımparalıyoruz". Diğer tüm işleri denize indirdikten sonra rahat rahat yapacağız.

Geldiğimizin ikinci günü bizi denize

davamı...


Kışlamak üzere Santa Maria adasına dönme zamanımız gelmişti. Geçen sene yer kalmaz endişesi işe biraz erkence dönmüştük. Artık limandakileri iyi tanıdığımız için bu sene öyle bir acelemiz yok, ama bir yanda o güzel adada da biraz vakit geçirmek istiyoruz. İyi dostlarımız var orada da... Ama gel gör ki, hava bizle aynı fikirde değil. Epey sert bir iki sistem geçiyor üzerimizden. Arada da kafadan esiyor. Hatta biraz dayak yemeyi göze alıp çıkmaya niyetlendiğimiz bir sabah, erken kalktığımızda tekrar bie değerlendirme yapıp yatağa döndük. 200 millik bir mesafe, ama kovalayan yokken niye acı

davamı...


Bi ara yazarız



Pazartesi sabah saat 7 gibi Terceria/Angra’dan demir alıp, Sao Jorge’ye doğru düşüyoruz yola. Bu yıl şu ana kadar, geçen yıl gördüğümüz adalara seyir yapmıştık. Sao Jorge uzun bir zamandan sonra Nymphe ile gideceğimiz ilk yeni yer. Bizim de, Nymphe’nin de keyfi gayet yerinde bu yüzden.  

Aslında Sao Jorge adasının doğu burnu ile mesafemiz 25 mil. Ama burası ince uzun bir ada (uzunluk 54 km, genişlik 8 km)  ve marinanın bulunduğu ve bizim gideceğimiz güneydeki Velas kasabası adanın neredeyse güney batı ucunda. Dolayısıyla adaya ulaştıktan sonra nihai hedefe varabilmek için

davamı...


Çarşamba makul bir saatte kalkıyoruz. Hava harika, alargada olmak şahane. Metin yarın dönecek, o nedenle bugün ufak bir ada turuna niyetli. Bize de soruyor gelir misiniz diye, ama biz o kadar özlemişiz ki alargayı yerimizden pek kıpırdayasımız yok. Cem, Metin’i botla karaya bırakıyor, bu arada marina ofiste kaydımızı yaptırıyor. Bütün günü dinlenerek geçiriyoruz. Geldiğimiz günden bu yana hem Santa Maria, hem de Ponta Delgada’da serince bir bahar havasındaydık. Bırakın deniz sezonunu açmak, tam gün şort + t-shirt moduna bile geçememiştik henüz. Buraya gelişimizle beraber sanki yaz da

davamı...


Bir ayı geçti, Ponta Delgada’dayız. Artık adayı tüm girinti çıkıntıları ile öğrendik desek yalan olmaz herhalde. Geçen sefer büyük marinada sallanıyoruz diye erken kaçmıştık, bu sefer acısı çıktı. Aslında normal koşullarda daha kısa bir süre de yeterli olurdu ama daha önce de bahsettiğimiz gibi bol ziyaretçili bir dönem olması itibariyle lojistik olarak en rahat adada kalmayı tercih ettik. Ama artık hareket vakti geldi. Metin henüz dönmedi memlekete. Kendisini kaplıca, dalış, balina turu gibi türlü aktiviteyle oyaladı bayaa. Bu arada çok da sezonu (evet bunun da bir sezonu varmış!)

davamı...


Azore'ların incisi desek abartmış olmayız. Muhteşem bir ada! Ama buraya Nymphe ile gelmedik. Zaten küçük ve sıkıntılı olan limanı, önceki sene bir fırtınada hasar görmüş. İki senedir tadilatta. Korunaklı koyu da yok. O yüzden Nymphe'yi Ponta Delgada marinada bırakıp Sao Miguel'e bizi ziyarete gelmiş arkadaşlarımızla birlikte uçakla geliyoruz.

Ada gerçekten küçük. Zaten iki günde batı kıyısının tamamın yürüyoruz. Ama imkanlar da epey sınırlı. Sezon çok kısa (2-3 ay)  olduğu için turizme yatırım da fazla yapılmıyor. Herşeyi önceden organize etmeniz lazım. Taksinize kadar! Evet,

davamı...