Dün gece, umduğumuzdan daha hareketli geçti. Hava durumu tahminleri dışarıda çok yüksek bir hava göstermemesine rağmen batıdan esen rüzgar koyun içine garip bir şekilde dönerek giriyor, bu da rahatsızlık yaratıyor. 7-8 tekne vardı koyda. En son bir Rus tekne geldi. Bize yakın bir noktaya demir attılar. Gece saat 10.00 civarı havuzlukta Cem hala otopilot ile haşır neşir olurken, ben de kitabıma dalmışken birden Rus teknenin burnunu bizim iskele kıç omuzukta gördük! Hemen kalkıp iterek biraz

davamı...


Dün hareket etmedik, Kaminia’da geceledik. Sabah 7.30 civarı uyandık. Bu saatlerden belli, sıcak bir gün olacak. Dışarıda deniz ince bir çizgi şeklinde, üzerinde hiç bir kıpırtı yok, hafif puslu. Cem (arılarla fısıldayan adam:)) dışarda kahvesini içerken, ben arıların çoşkusu nedeni ile içeriye kaçmak durumunda kaldım bu sabah. Sanıyorum işin sırrı onlar yokmuş gibi davranıp sakince yaptığın işe devam edebilmekte. Öyle böcek, haşerat korkum olmamasına rağmen  bu kadar burnumun dibine

davamı...


Kiona oldukça hareketli bir yermiş. Limanda kaldığınız sürece özellikle gün batımından sonra sıcağın etkisi biraz azalınca teknenin önünden gelen geçeni izlemek keyifli. Yalnız restoranlara yakın tarafta bağlandıysanız özellikle, ki zaten bu küçük limanın en ucu da restoranlara pek uzak sayılmaz geç saatlere kadar yemek kokuları içinde oturmak durumunda kalıyorsunuz. Açken insanın iştahını kabartan bu kokular, karnınızı doyurunca o kadar da tatlı gelmiyor insana. 

Sabah sekize doğru kaldık. Bu sabah

davamı...


Sabah sekize doğru uyandık. Bizim için günün en güzel zamanları, bir yüzümüzü yıkamak yerine uyanıp direkt cup  suya atladığımız sabahlar, iki akşam gün batımı serinliği ile gelen keyif. Evet cümleden anlaşılacağı üzere artık sıcaklar bastırdı buralarda da, ama akşamları uyumamızı engelleyecek bir buhran yaşamadık henüz, aksine özellikle alargada iseniz hava karardıktan sonra birazcık içinizi ürperten bir hava var hala. 

davamı...


Niyetimiz Assos’dan erken bir saatte ayrılmaktı, zira daracık  koyda kıçtan kara ve alargadaki tekne sayısını göz önüne aldığınızda sabah karışan zincirlerden dolayı burada bir eğlence çıkabilir gibi görünüyordu. Zaten bizim niyetimize kalmadan aynı niyette olan ama bizden erken uyanmış bir komşunun seslenmesi üzerine uyandık. "Zinciriniz benimkinin üzerinde, çekebilir misiniz?" diye rica edince biz de "Çıkacağız hemen." deyip beş dakika içinde demir alıp çıktık koydan. Planımız Kefolania adasının kuzey doğusunda

davamı...


Bu sabah çok da acele etmeden Kefalonia’nın kuzey batısında yer alan Assos’a doğru yola çıktık.  Güzel başlayan bir sabahın arkasından oto pilotumuz bize kötü bir süpriz yaptı, komut almıyor! Cem biraz üzerinde çalıştı ve debriyajda bir sıkıntı olduğunu düşünüyor. Otopilot komut dinlemeyip bağımsızlığını ilan edince manuel kullanmaya başladık dümeni mecbur. Eğer problemin ne olduğunu tam olarak tespit edip çözemezsek değiştirmek zorunda kalacağız. Yedeğimiz var ama umarız iş o raddeye varmadan çözebiliriz bu işi.

davamı...


Ölü dalgalar nedeni ile Agios Nikolaus’un keyfini sürmemiz pek mümkün olamadı maalesef. Buradaki ikinci gecemizi hemen kasabanın önünde alargada geçirdik, keza limana yanaşsak bile sallantıdan dolayı karaya inmek neredeyse imkansız. Sabah sekiz gibi ayaktaydık. Kefalonia için yola çıkıp çıkmama konusunda henüz çok net bir kararımız yoktu. Açıkçası ben hava durumundan dolayı geç vakit veya ertesi gün çıkmaya meğilli idim. Ama sabah soluganlardan dolayı kahve keyfi bile çekilmez olunca Cem’in “Dışarısı o kadar da

davamı...


Zakintos ana limanda bir gün daha geçirdik. Akşama kadar nispeten tembel bir gündü. Şehri biraz dolaştık.Çok özelliği olan bir yer değil. Adanın ulaşım merkezi. Burada kalan turistler dahi her gün deniz veya kara araçları ile diğer koylara gidiyorlar.

Akşamüstü biraz hareket geldi. Komşumuz Arjantinli Ricardo ana yelken mandarını direk içine kaçırmıştı. Direğe çıkmak için hazırlık yapıyordu. Yeni oyuncağımızı denemek için iyi fırsat! Yeni oyuncak ne? Sevgili Erol Şar ve Mehmet Erem'in

davamı...


10 günlük İstanbul arasından sonra Nymphe'ye geri döndük.

Gözümün sorunu Retina Dekolmanı imiş. Kulağa çok havalı geliyor. Hafif bir ameliyat gerektirdi. Hafif derken, vücudunuzda olabilecek diğer ameliyatlarla karşılaştırıyorum. Göz ameilyatı olarak sanırım epey ciddi birşeydi. Tıp teknlojisine inanamıyor insan. Doktor elindeki maket göz üzerinde yapacaklarını anlatırken bilim kurgu filmi izliyorum sandım. Ameliyat sonrası ciddi bir ağrı sızı olmadı, ama geçici bıraktıkları silikon yağı yüzünden görüşüm epey bulanık. Bir ay sonra ufak bir müdahale ile bunu da halledecek (

davamı...


Lagana körfezinde sakin geçen bir geceden ve sabah kahve keyfinden sonra demir alıyoruz. Niyetimiz Zakintos'un ana limanına bir bakıp kuzeydeki Ay Nikolas koyuna gitmek.

Ama bir sorunumuz var...

Bir süredir gözüm iyi değil. Bir gece sol gözümde yıldız kayıyormuş gibi çakmalar oluştu. Hatta yan teknelerden laser mi tutuyorlar diye baktım. Ertesi sabah da sanki gözün içine bir damla mürekkep kaçmış gibi bir leke. Bunu tanıyordum. İki sene önce sağ gözümde olmuştu. O zaman apar topar doktora gitmiştim.

davamı...