Konuyu biraz renklendirmek için bu sayfada Rengin'in yazdıkları kırmızı, Cem'in yazdıkları mavi... Belki ilerde de bu formata devam ederiz.
22 Ağustos Perşembe
Sabah kalkıp çok da acele etmeden hazırlanıyoruz. Keyifli bir kahvaltı, tekneyi neta ediyoruz, asimetrik balonu güverteye hazırlıyoruz.
Rüzgar beklenenden önce başlıyor, biz de 11:30’da demir alıp yola çıkıyouz. Yolumuz kuş uçuşu 278 Nm. İlk 24 saat için makul bir rüzgar bekleniyor. Sonrası pek istikrarlı değil.
Cem seyri detaylı bir şekilde anlatıyor. Benim daha önce uzun seyir tecrübem pek yok, bir defa Girit’e giderken, o da neredeyse bunun yarısı kadar yoldu ve teknede arkadaşlarımız dahil toplam 5 kişi olduğumuzdan ikişer saatlik nöbetlerle kolayca bitirmiştik yolu. Şimdi hem mesafe daha uzun, hem de iki kişiyiz teknede. Aslında heyecanlıyız da çünkü iki kişilik tekne hayatımızda uzun geçişler için ilk provamız olacak bu bizim. Dolayısıyla bu seyir daha sonrakiler için neyi yapsak daha iyi olurdu konusunda da önemli bir referans oluşturacak.
Çıkar çıkmaz anayelkeni ve asimetriği açıyoruz. Balonu sadece bir kere, Göcek’de denemek için açmıştık. O da yok havada.
8-9 knot rüzgar var. Umduğumuzdan daha batılı geliyor. Dar apaz gitmek durumundayız. Daha ilk gününden balonun sınırlarını zorluyoruz. Hissedilen rüzgar açısı 48°ye kadar giriyoruz. Hızımız 6 knotlara kadar çıkıyor. Çok keyifli bir başlangıç.
Hedef rotanın 10° altındayız, ama henüz çok dert etmiyoruz. Başlarda hızla batıya doğru gitmek önemli. Akşama doğru doğu kıyılarında rüzgar kesilecek. Orta denizde devam etmesi bekleniyor. Ne kadar açığa çıkarsak, o kadar rüzgarla kalırız.
13:30’da Antipaxio adasını bordalıyoruz. Kanalda epey bir yelkenli trafiği vardı. Adayı geçer geçmez sıfırlıyor. Sicilya’ya kadar başka yelkenli göreceğimizi sanmıyorum.
Adaya kadar rügar 9-13 knot aralarında gidip geldi.
Adayı geçerken hızla yükselmeye başladı. Kuvvetleneceğini hissettiryordu. Hızla balonu indirip cenovayı açtık.
Rüzgar kısa sürede 16 knot civarına oturdu. Biraz da balonla düştüğümüz açıyı kazanmak için orsa gidiyoruz. Hızımız 5.5 knot.
17:00’ye kadar orsa devam ediyoruz. Artık rüzgar çekmeye başladı. Hedefin 20° üzerine çıkınca kafayı biraz açıp dar apaza dönüyoruz. Hızımız 6.5 knotlara kadar çıkıyor.
İlk 6 saatte 32,3 mil yol yapmışız. Ortalamamız 5,4 knot. Hiç fena değil. Hızımızdan daha önemlisi, keyfimiz yerinde. Yelkenlere neredeyse hiç müdahale etmiyoruz. Otopilot gayet rahat rota tutuyor. Rengin kitap bile okuyor, ben cesaret edemiyorum.
Günbatımına kadar rüzgar güzel esmeye devam ediyor. Hızımız 7.5 knotlara kadar çıkıyor. İki saatte 14 mil kaydediyoruz. Gün batımına doğru hafiflemeye başlıyor. Gündüz ortalamasını 5.9 knot’da kapatıyoruz.
Hava sakinlemişken güzel bir makarna pişiriyoruz. Güzel Yunan yoğurdu ile karnımızı doyuruyoruz. Dün iki kilo yoğurt yaptık, ama sıra daha ona gelmedi. Bir de güzel gün batımı seyrediyoruz. Güneşin doğrudan denize battığı ana nadir denk gelinir. Arada illa bir tepe, uzakta bir ada filan vardır. Tertemiz denize batıyor bu sefer.
Biz bu seyirden önce yaklaşık 5-6 gün alargada bekledik. Hem biraz dinlenip yol öncesi güç toplamak için, daha çok da geçiş için uygun bir rüzgar yakalamak amacıyla. Alargaya çıkarken de genelde yaptığımız gibi iki üç çeşit yemeğimizi hazırladık, meyve, ıvırzıvır stoğunu yaptık ve kaldırdık dolaba. Düşüncemiz, alargada bunları tüketiriz sonra Lacca’ya uğrayıp seyir için alışveriş yaparız şeklindeydi. Ama rüzgarı görünce Perşembe günü Lacca planından vazgeçip hemen düştük yola. Makarnası, pirinci, kuru baklagili...bunun gibi stok her zaman mevcut tabii teknede. Ama hiçbiri, en azından bize göre dolapta bekleyen önceden pişirdiğiniz yemeğin hazzını vermiyor insana. Uzun seyirlerde zaten çok yemiyorsunuz ama en ufak bir güzellik insanın moralini ve motivasyonunu artırabiliyor, mutluluk kaynağı olabiliyor. Bundan sonra yemeğiyle, atıştırmalığıyla daha özel bir seyir hazırlığı şart diyorum içimden.
Gece nöbetlerini 12-3, 3-6 olarak paylaşıyoruz. 12’den önce Rengin bir iki saat kestirmeye çalışıyor.
Günbatımı ile rüzgar 8-9’lara düştü ama Nymphe hala 4 knot. Gece seyrinde balonla uğaşmak istemiyoruz. Her şey yolunda gitse bile, bizi uykusuz bırakacak. İlk uzun seyrimizde biraz daha temkinli takılıyoruz.
Rengin nöbeti 12’de alıyor. 3’de uykum gelmediyse biraz daha devam ederim diyor. Ve 5:45’e kadar devam ediyor. Gece rüzgar biraz daha kalıyor, hızımız 3 knotlara kadar düşüyor ama hiç sıfırlamıyor. Gece ortalamamız 3,8 knot. Beklentilerimizin üzerinde diyebiliriz.
Sabah erken saatlerinde rüzgar tazeliyor, 13-15 knotlara çıkıyor. Hem de güzel bir açıdan. Hızımız hemen 6,5-7 knotlara çıkıyor.
Herkesin nöbet konusunda ayrı verimlilik tercihleri olabilir. Cem de bahsetmiş, ilk gece nöbetimi 3’de devir etmek yerine, cengaverlik yapıp (doğrusu gece seyri serin serin keyifli geldiği ve uykum gelmediği için) 5.45’e kadar sürdürdüm. Cem nöbeti devir aldıktan sonra uyuyup dinlenmek için fazlasıyla vakit verdi bana ama vücut saatim gün ışığında uyumaya meyilli olmadığından çok verimli bir dinlenme olamadı ve baya sersemletti beni. İkinci gece üçer saatlik nöbet dilimlerine sıkı sıkı riayet ettik ve çok daha rahat, dinlenceli bir seyir oldu. Gece uykusu önemli imiş. Dediğim gibi nöbet ayarlaması mesafeye, teknede bulunan kişi sayısına ve genel uyku düzenine göre farklılıklar gösterecektir. Sanıyorum size en uygun olanını tecrübe ederek buluyorsunuz bizim gibi.
11:30’da geniş apaz bir rüzgar ve 7+knotlarla hedefe doğru gidiyoruz. İlk 24 saat katettiğimiz yol, kuş uçuşu, 130 Nm. Ortalama hızımız 5,54 knot. Sicilya’ya 149 Nm kaldı.
Bu saatlerde dalgalar biraz büyüdü. Geniş apaz gittiğimiz için dayak yemiyoruz, ama pis sallıyor. Kahvaltı hazırlamak yerine müsli-süt ile hallediyoruz. Neyse ki ikimiz de seviyoruz bu mereti. Bazıları ağzına sürmüyor. Ama bu tür durumlarda müthiş pratik ve besleyici.
Bu arada, son iki saat ortalaması 6,9 knot.
14:30 Rüzgar çekmeye devam etti. 120° sancaktan almaya başladık. Daha da artınca cenova çalışmamaya başladı. Biz de kapayıp sadece ana yelken ile Siracussa’ya yöneldik. Hızımız 5,6’dan 4,9’a düştü. Apaz gidip volta atmak cenova ile mantıklı değil. Pupa’da hedefe olan hız daha yüksek oluyor. Asimetrik balon ile geniş apaz açımız ve VMG ne olur. Onu henüz tecrübe etmedik.
Yemek olarak Rengin’in seyir öncesinde hazırladığı lezzetli sandviçleri indiriyoruz. Az su içtiğimizi farkedip birer de soda...
Rüzgar 18:00’e kadar azalarak devam ediyor ve sonunda iyice kalıyor. Motora basıyoruz. 116 mil yolumuz kalmış. Yelken ile yarın günbatımına kadar ulaşmamız imkansız. Yeni bir limana da gece girilmesi hiç tavsiye edilmiyor, -ki gece ulaşacağımız bile şüpheli. Hava durumu tahminleri Sicilya’ya yaklaştıkça pek rüzgar öngörmüyordu.
Motorla 6,5 – 7 knot arasında hızla başlıyoruz. Bir süre sonra dalgalar da kesilince rahat bir seyir oluyor. Bir yeşil çay demleyince keyfimiz iyice yerine geliyor.
Bu sefer gece nöbet çizelgesine daha sadık kalıyoruz. 12’ye kadar ben biraz kestiriyorum. 12-3 arası Rengin uyuyor ve 3-6 arasında tekrar nöbette. Nöbet dediğimizde yapacak pek bir şey yok. Gemi trafiği yok gibi bir şey. Yunan anakarasına yakın 3-4 gemi geçmişti önümüzden. Bir de gece yarısı epey uzaktan bir yolcu gemisi. O kadar. Bir de, motorun soğutma suyu çıkışında ufak bir kaçağımız var. Motorun altında su birikiyor. Arada onu pompa ile boşaltıyoruz. Yoksa güvertede uyuya kalmamak için süreki 15 dakikalık alarmlar kuruyoruz.
Gün doğumundan az sonra Sicilya uzakta gözüküyor. Ufukta bize paralel giden bir yelkenli daha görüyoruz. Ama çok uzak ve bir iki saat içinde arkamızda kalıyor. Muhtemelen benzer bir seyir yaptık.
Rengin tekrar uyanınca kahvemizi içiyoruz. Rüzgar bir iki yokluyor, ama istikarlı bir şey gelmiyor. Kalan yolda debelenmek yerine hızla limana ulaşmayı tercih ediyoruz.
Bunun dışında ikinci gün dalgaların verdiği bir kaç saatlik rahatsızlık dışında sıkıntısız, keyifli bir seyir yaşadık. Gönül isterdiki buraya biraz fantastik şeyler yazabileyim, balinalar, kocaman dev gibi balıklar, ahtapotlar falan ama gözümü dört açmama rağmen ancak normal boyutlarda bir denizanası oldu gördüğüm tek canlı:) Ama çok güzel iki gün batımı, ay doğumu, ay doğmadan önce samanyolu, rüzgar, sukunet...
11:35 Yola çıktığımızın tam 48 saat sonrasında Siracussa limanına giriyoruz. Yolun 162 milini yelken ile yaptık, ortalama 5,5 knot. Geri kalan 112 mil motor ile.
Siracussa denizden çok güzel gözüküyor. Kalesi, şehir duvarı ve hemen arkasındaki yüksek taş evler... Rıhtıma ve marinaya şöyle bir bakıp genişşşş alarga bögesine demir atıyoruz.
Uzun seyir yaptıktan sonra limana girmek yerine demir atan denizcileri garipserdim. Sanki hemen bağlanıp karaya çıkmak istermişsin gibi gelirdi. Öyle olmuyormuş. Özellikle yeni bir yerde... Limanla anlaş. Demir at. Koltukları bağla. Komşularla sosyalleş. Biz de istemedik. Alargaya demir atıp en azından bir kaç saat kendine gelmek istiyor insan. Bir denize atla. Terini at. Güzel bir kahvaltı et. Ortalığı biraz toparla. Ve en önemlisi. Birkaç saat uyu.
Seyir sonrası oluşan ruh hali, bu işte bizim en hoşumuza giden taraflardan birisi galiba. Birşeyi başarmış ve kocaman tembel bir günü sonuna kadar haketmiş hissediyor insan kendini. Doygun, hakedilmiş tatlı bir yorgunlukla çekilen uyku gibisi yok.
Bota atlayıp Siracussa’ya inmemiz akşamı buluyor. Şehri artık bir sonraki yazıda anlatırız.
Geolocation
38.34, 17.967
 
Add new comment