Lakka, Paxoi adası

Keyifli bir sabaha uyandık. Kahve ve deniz keyfinden sonra yola düştük. Two Rock Bay'de bir gece daha geçirmek isterdik, ama çarşamba - perşembe garip bir hava geliyor. Güvenli bir yer bulmak için biraz yol yapmamız gerekli.

İlk hedefimiz hemen karşımızdaki AntiPaxio adası. Burada bir yüzme molası verip Paxio'ya devam edeceğiz.

Hazır yolda hava sakinken deniz suyu pompamızı çalıştırıp güverteyi bir güzel yıkadık. Günlerdir aklımızdaydı, ama koy içinde yapmak istemiyorduk. Ortalığı toparlayıp kahvaltıyı da yolda hallettik.

Antipaxio'ya ulaştığımızda şok! Buranın çok meşhur bir koyu var. Tranquility Bay olarak geçiyor. Meşhur olmayı gerçekten hakediyor mu, ediyor. Pırıl pırıl bir su. Ama bu kadar meşhur olunca bir anlamı kalmış mı? Bizce kalmamış. Tekneler dip dibe alargada duruyor. Uzaktan baktığında bir marina sanabilirsin. Tekneler sadece dursa iyi, doğal olarak sürekli giren çıkan... Huzurlu bir şekilde yüzemezsin bile. Biz de bir turlayıp demir dahi atmadan çıkıyoruz. Ama deniz aklımızda kalmadı desek yalan olur. Önümüzdeki günlerde erken bir saate buraya uğrayıp yüzmek planlar arasına alındı. Yeni hedef Paxoi adası.

Akşam ne yapacağımıza hala karar vermedik. Gaios limanını merak ediyoruz. Ama bugünden girip önümüzdeki üç gün burada çakılı kalmak istemiyoruz. Güzel bir liman/kasaba olabilir, ama sonuçta liman. Bu sıcaklarda keyifli olmuyor. Güzel bir arayol buluyoruz.

Gidip limanın güney girişinin yanına demirliyoruz. Liman dediğimiz yer, Nikolas adası ile Paxio adası arasında kalan kanal. Nikolas adası ana adadan koparak ayrılmış gibi görünüyor (Öyle de olabilir). İki ada uzun ve korunaklı bir alan oluşturmuş. Ana kara tarafı boydan boya rıhtım. Bazı bölgeler ticari teknelere ayrılmış, ama ziyaretçi teknelere de epey yer kalıyor. 

Botumuzu indirip limanın içine gidiyoruz. Keyifli bir kasaba. Özel teknesiyle gelenler dışında Yunan anakarasından ve Korfu'dan günübirlik gezi tekneleri geliyor. Hem kanal boyunca hem de içerilere doğru onlarca taverna, cafe vs.. var. Biz iyice bir dolaştıktan sonra hararetimizi bir dondurma ile atıyoruz. Orta ölçekli bir marketten alışveriş yapıp botumuza ve Nymphe'e dönüyoruz.

Demir attığımız yer pek sevimli değil. Oldukça kayalık. Biz botla karaya çıkarken bir tekne demir alabilmek için epey uğraşmıştı. Şimdi de başka bir tekne tırmalıyor. Yüzerken gördüğüm kadarıya bizim zincir de başımıza dert açacak yerlere girmeye çalışıyor. Açısını ezberleyip demir alırken motorla doğru yönlere çektirerek sorunsuz çıkıyoruz. Yeni  hedefimiz Lakka.

Nikolas adacığının yanından dönerken, deniz fenerinin hemen önündeki kayalıkta kiralık küçük botlardan bir çift, el ve havlu sallıyordu. Hatta hava çok sakin olmasına rağmen kadın can yeleğini giymişti. Yanlarına doğru gittik, ama kayaların dibinde sığlıkta oldukları için yanaşamadık. Belli ki motoru çalışmıyordu. Bağıra çağıra iletişim kurmaya çalıştık. Telefonu yoktu veya çalışmıyordu. Bize elindeki faturadan kiraladığı şirketin telefonunu okudu. Arayıp bilgi verdik. Bu arada ufak kayıklardan biri daha geldi. Onlar yanlarına kadar girebildi. Biz de yolumuza devam ettik.

Kısa bir seyirle Lakka koyuna ulaştık. Burası da popüler koylardan. Onlarca tekne şimdiden alargada. Kuzeybatı duvarına da kıçtan kara olmuş tekneler var. Aralarında Taj'ı görüyoruz. İki yanı boş. Biz de kıçtan kara olmak için hazırlık yapıyoruz. Türkiye'den beri kullanmadığımı uzun halatlarımızı çıkartıp 4-5 metre derinlikteki pırıl pırıl suya demir atıp yüzerek kıç halatlarını bağlıyoruz. Sağolsun, Tunç da yüzerek gelip yardımcı oluyor. Niye alargada durmayıp kıçtan kara olduk? İki gün boyunca esecek karışık havayı bir ihtimal burada karşılayacağız. İyice kuzey duvarına yaklaşmış olmak avantaj.

Bu sefer kahve keyfi bizde. Julie ve Tunç geliyorlar. Sohbet hoş. Önümüzdeki günlerdeki havayı da değerlendiriyoruz. Tahminler iki gün sonra esecek kuzeyli hava miktarını azaltmazsa, burada kalınamıyacağına karar veriyoruz. Sabah son tahminlere bakıp karar vereceğiz.

Koy akşama doğru iyice kalabalık oluyor. Fakat muazzam bir sessizlik var. Sadece bir tekneden kaliteli bir caz müziği hayal meyal bize ulaşıyor. Kaliteli derken, sadece müzik seçimi değil. Ses seviyesi de çok iyi ayarlanmış. Elindeki sistemin sınırlarını zorlamadığı için canlı müzik kıvamında geliyor.

Bir de yanımızdaki İtalyan teknedeki küçük kız dikkatimizi çekiyor. Tahminen beş yaşlarında. Teknenin başüstünde kitaplarını ve resim defterini açmış. En az iki saat orada kendi kendini oyaladı. Ebeveynler teknenin içindeydi. Ne tablet, ne telefon, ne de başında dikilen biri... Çocuk gibi çocuk.

Geolocation

39.237416, 20.131412

 

Add new comment
The content of this field is kept private and will not be shown publicly.

Plain text

  • No HTML tags allowed.
  • Web page addresses and email addresses turn into links automatically.
  • Lines and paragraphs break automatically.
CAPTCHA
This question is for testing whether or not you are a human visitor and to prevent automated spam submissions.
Map