Diros'da mağara dönüşü hemen demir aldık. Botu yerine çekmedik bile. 3.5 mil meafedeki Limani koyuna geçtik. Kasabanın önüne demir attık. Burada da balıkçı tonozları var ve aşağı yine örümcek ağı. Bunların dışına atmak gerekiyor. Mecburen 12 metre derinliğe attık. Koyda bizim dışımızda iki tane tekne vardı, birisi biz girerken çıktı zaten. Bir de rengarenk balıkçı kayıkları. Mora Yarımadasının batısına ilerledikçe gördüğümüz yelkenli tekne sayısı epey azaldı. Diros'da mağaradaki görevli, daha sonra burada restorandaki garson da teyit ettiler, yelkenli tekne pek görmeyiz buralara diye.
Masal gibi ufacık ve sevimli bir kasaba. Binaların ağırlıklı kısım limanın etrafında toplanmış ama aralıklı olarak yamaçlarda da yapılar var. Limanın etrafında ağırlıklı taverna, bar ve oteller bulunuyor. İki üç katlı taş yapılardan oluşuyor kasaba. Farklı bir tane yok içlerinde. Bazı binalar oldukça yeni görünüyor. Ya çok iyi korunmuşlar, ya da yeniler de mevcut dokuyu bozmayacak şekilde inşaa edilmişler. Buralarda gezdiğimiz her yerleşim yerinde en çok gıpta ettiğimiz konuların başında geliyor bu durum.
Demir attığımız koy kasabanın hemen önünde. Deniz muazzam, tertemiz, dibi görebiliyorsunuz. Bu şekilde kasabanın hemem önünde denize girebilmek de çok keyifli. Kasaba küçük ama hareketli, bu bölgede popüler bir tatil mekanı belli. Tabii Cumartesi olmasının da etkisi vardır bunda diye düşünüyoruz. Tam karşımızdaki kafedeki kalabalık ise dikkat çekici, epey şık bir grup var, birşeyler kutluyorlar. Alşam üzeri deniz kenarında fotoğraf çektiren gelin ve damadı görünce anlıyoruz durumu.
Gün batmadan hem kasabayı bir görelim, hem de birşeyler atıştırırız diye botla karaya çıktık. Bize bu kasabayı öneren arkadaşımız Ali Kazma'nın tavsiyesi ile Takis adında bir restorana gittik. Yemeğimizi yerken iki tane karetta geldi ziyaretimize. Mekan keyifli, yemekler de lezizdi.
Geolocation
36.680547, 22.376472
 
Add new comment